YOL RİSALESİ

Yol olmak… Büyük yürüyüş için yol olmak…

Yol almak… Kendi içinde ve dışında, zamanda ve mekânda yol almak…

Yol vermek… Kendinden sonrakilerin yürüyüşlerine engel olmamak, kenara çekilmesini bilmek…

Yolun sonunu görmek… Çıktığın yolun menzilini görebilmek…

Yolcu etmek… Yola revan olanları uğurlamak…

Yol yapmak… Çıkmazlardan, engellerden, aşılmaz gibi görünen yerlerden ve şüpheler içinde nereye gidileceği belli olmayan yerlerde yol yapmak…

Yolu bozmak… Fitneye, zulme, kötülüğe götüren yolları bozmak, yıkmak….

Yolu kaybetmek… Alemin döngüsünde yerini, yönünü, kıblesini kaybetmek…

Yol yordam bilmek… Çıktığın yolu gidebilmek, engelleri aşabilmek için yolun künhüne varmak…

Yola çıkmak… Varlığın ruhlar aleminde var oluşu ile başlayan yolculuğa vakit geçirmeden çıkmak…

Yoldan çıkmak… Hakikate götüren ilkelerden, hedeflerden, yöntemlerden ayrılmak….

Yola gelmek… Sapılan, terk edilen, unutulan, bilinmeyen yola tekrar gelmek….

Yol bulmak… Kaosun sarmalından, zulmün karanlığından hakikatin aydınlığına yol bulmak…

Yolda yorulmak… Beden ve ruh hüküm giydiği uzun yolculukta yorulmak…

Yolda dinlenmek… Uykuda, mağarada, bir ağaç gölgeliğinde, insanda kendi bulmak, yenilenmek ve yeniden yola çıkmak için dinlenmek…

Yol açmak… Yolda kurulan tuzakları, pusuları bertaraf ederek yol açmak…

Yoldan çekilmek… Tükenmişlik, tembellik, yorgunluk ile malul ruhu dinlendirmek için bir süre için yoldan çekilmek…

Yolun sonuna varmak… Her şeyin bir sonu olduğu gibi yolun da sonuna varmak…

Yoldan sapmak… Nefsin, aldatıcıların, vesvese veren şeytanın vesveselerine kapılarak yoldan sapmak…

Yoldan saptırmak… İnkarcılar, şirk koşanlar, zulmedenler yoldan saptıkları için başkalarının da yoldan sapmaları için teşvik ederler…

Yolda bulmak… Yolda nice hikmetler ve yol arkadaşları bulmak…

Yol ayrımında tercih etmek… Yol sadece bir çizgi üzerinden gitmeyeceği için devamlı çoğalan ayrımlarda en doğu olanı tercih etmek…

Yolda ölmek… Yolda ölüm menzildir. Öldüğün anı menzile varmış olarak kabul etmek…

Yolda dirilmek… Yolda arınarak, tefekkür ederek, yeni tecrübelerle hakikatin keşfine yol açarak ruhun dirilişini gerçekleştirmek.

Yolsuz kalmak…. Hiçliğin girdabında boğulmak…

Yoldaş olmak… Yol varsa yolcu vardır, yolcu varsa yoldaş vardır.

Yoldan dönmek… Çıktığın yolun kötülüğünden veya bazen de hakikat yolunun ağırlığını taşıyamadığından yoldan dönmek…

Yola baş koymak… Aklınla ve kalbinle iman ettiğin yol için kendini feda etmek…

Hayat; Yol’dur!

Yol’a çıkan,

Yol’dan çıkan,

Yol’da kalan,

Yol’suz olan,

Yol’u bulan,

Yol’da kayan,

Yol’u kaybeden,

Yol arayan,

Yol’dan korkan,

Yol’dan şikayet eden,

Yol’da bırakılan,

Yol’da bırakan var mı?

Ne varsa, Yol’da var!

Yoldaki ışıklar ve işaretler… Işıklara ve işaretlere riayet edenler… Işıkları ve işaretleri yanlış tanıyanlar… Işıkları ve işaretleri takmayanlar… Işıkları ve işaretleri inkar edenler… vardır.

Hayat yolunda yola çıkarken, Hakikatin- Tevhidin; işaret(Akıl- Kalp- Fıtrat- Vahiy- İmkan- Tecrübe- İmtihan- Varlık- Bilgi) ve işaretçilerine (Benlik- Dost- Peygamber- Alim- Bilgin- Hoca- Aydın) uyunuz.

Her yolculuğun farklı bir adı, tadı ve anlamı var. Yolculukların adı, tadı ve anlamını etkileyen birinci etken; yolculuk yapılan araçlardır.

1- Hayvan ile yolculuğu… Bir canlı yapılan tek yolculuk… Karada…  Varlığın her anına şahitlik…

2- Otobüs, taksi, kamyon yolculuğu. çoklu ve yer teması olan yolculuk… Karada… Cama düşen izdüşüm…

3- Uçak yolculuğu… Havanın varlık alanındaki yolculuk… Havada… Sonsuzluğun içinde kayboluş…

4- Gemi, vapur yolculuğu. Suyun akışkan yüzeyinde yolculuk… Suda… Suyun içinde tutukluluk hali…

5- İnsanın bedeni yolculuğu… Yalınayak veya ayakkabı ile yolculuk… Karada…  Özgür bir yolculuk…

Yol benim… Yolcu benim…

Yol sensin… Yolcu benim…

Yol benim… Yolcu sensin…

Yol sensin… Yolcu sensin…

Yolcu yolunda gerek!

Eyleme!

Yol uzun, hayat kısa.

Yola çıkma vakti geldi, geçiyor.

Her erteleme, ertelenmiş vuslattır.

Her bekleyiş, yorgunluk, zayıflık ve tembellik doğurur.

Yolcu yolunda gerek.

Yolcunun azığını ver!

Dualarla gönder!

Yorum bırakın